Sosyal Medya Kullanımı ve Ekran Süresi
Modern teknoloji parmak uçlarımıza dünya dolusu bilgiyi yerleştirmiş durumda. Teknoloji hayatımızı birçok yönden kolaylaştırmış olsa da yeni stres kaynakları da ortaya çıkarmıştır. Çoğumuz periyodik olarak her şeyi fişten çekmenin veya dijital bir detoksun iyi olacağına inanırız. Ancak bunu uygulamak ve ısrarcı olmak o kadar kolay olmayabilir. Çünkü modern teknoloji ulaşabildiğimiz kadar, istediğimiz şekilde, hemen veya istediğimiz zaman erişebileceğimiz bir noktaya gelmiş durumdadır.
Peki, kötü bir film izlemek yönetmen/senaristin payı olduğunu mu gösterir yoksa izlediğimiz ekran mı suçludur?
Artan ekran kullanım süresi güçlü bir pekiştireç ve kaçınma davranışı olarak sıkça başvurduğumuz başa çıkma stratejisine dönüşmüş durumdadır. Yapmak istemediğimiz, ertelediğimiz görev ve sorumluluklardan kaçmada sıkça güvenlik davranışlarına başvururuz. Ertelemenin getirdiği anlık keyif, kaygı seviyemizi düşürse de uzun vadede görev ve sorumluluklarımız ertelemek bireysel ve akademik olarak bizi istemediğimiz yerlere sürükleyebilir.
Yukarıda yer alan grafikte olduğu gibi bizi kaygılandıran ve endişelendiren düşünceler ve imgeler yerini ekranda vakit geçirmeye, bir şeyler izlemeye bıraktığında düşen kaygı seviyesiyle karşılaşırız. Ancak sürekli olarak kaçınma davranışlarıyla bezeli bu model uzun vadeli olarak bir çözümden daha çok problemlere neden olmaktadır. Bu grafikten farklı olarak başka bir model de mümkün olabilir. Ertelediğimiz durumlardan kaçınmak yerine maruz bırakma başlangıçta bireylerin yüksek bir kaygı seviyesi yaşamasıyla sonuçlanabilir. Ancak giderek artan maruz bırakma bireylerde iki büyük farkındalığı da beraberinde getirmektedir.
Bu modelde ilk denemede artan bir kaygıyla karşı karşıya kalan birey, kendini daha fazla maruz bıraktığında daha az kaygı seviyesini deneyimleme ve birçok beceri kazanma şansını elde etmiş olur. Kaygı seviyesinin yönetilemeyeceği, sürekli olarak yüksek seviyede ilerleyeceği gibi yanlış inançlar da test edilmiş olur.
Aşırı ekran kullanımı diğer bağımlılıklarda olduğu gibi benzer özellikler göstermektedir;
Ekran kullanımı ve artan sosyal medya kullanımı yeni kavramların ortaya çıkmasıyla sonuçlanmıştır. Nomofobi; (no-mobile-phone phobia) telefonu kaybetme, bataryanın bitmesi veya internete erişimin sınırlanması nedeniyle ortaya çıkan korku durumu. Telefonu cevaplama yemek yerken veya TV izlerken gerçekleştirdiğimiz ve erteleyemediğimiz bir durum olabilir. Sürekli telefona gelen bildirimler için kontrol etme isteği, nereye gidersek gidelim telefonu yanımızda getirmek nomofobiyle karakterize olan bir durumdur. Fear of missing out (FOMO), gündemi kaçırma korkusu olarak açıklanabilse de aslında potansiyel bir durum veya fırsatı kaçırmadan doğan sosyal kaygıdır. FOMO daha çok algılarımızla ilgilidir. Şu anda bile yapmak istediğimiz, parçası olmak istediğimiz şeylerden uzakta olabiliriz. Bir şeyleri kaçırmak sürekli olarak devam eden bir deneyimken sosyal medya bu durumu daha görünür kılarak karşımıza çıkarmaktadır. Hayatımızda öne çıkan, çarpıcı şeylere yer veriyoruz. Ancak diğerlerinin hayatlarında neler olduğuna dair çok fazla bir fikrimiz yok. Tüm paylaşımlar iyi, güzel, gururlu, mutlu, şanslı hissettiğimiz karelerden oluşuyor. Ancak her zaman öyle olmayabilir.
Bilinçli Bir Kullanım İçin Neler Yardımcı Olabilir?
Rutin aralar oluşturma
Telefonu alarm olarak kullanıyorsanız, telefonun yataktan uzak olması ve yatağın sadece uyku alanı olarak kalması telefonsuz bir ortamda odaklanmaya çabalama
Telefon olmadan pazara veya markete gitme-fazla ekran süresinin yerini alabilecek fiziksel aktiviteler